

Kaiba
Anıların bedenden ayrı hafıza çiplerinde yer aldığı bir dünyada, bedenin ölümü artık ruhun ölümü anlamına gelmiyor. Anıların görüntülenmesi, değiştirilmesi ve bedenler arasında aktarılması mümkündür. Bu hafıza çipleri, zenginler tarafından özenle seçilmiş bedenlerde sonsuz yaşam elde etmek için kullanılırken, yoksullar için kendi bedenlerini satmak ve ruhlarını çiplerde saklamak çoğu zaman geçimini sağlamanın tek yolu haline geliyor. Gökyüzündeki bir elektrolitik bulut, şanslıların cenneti ile yoksulların yeraltı dünyası arasında bir bariyer görevi görerek bu sosyal bölünmeyi aşılmaz hale getiriyor. Bir gün Kaiba adında bir adam, boş bir odada, hiçbir anısının olmadığı, göğsünde gizemli bir delik ve içinde tanımadığı bir kadının resmi bulunan bir madalyonla uyanır. Bir saldırıdan kurtulduktan ve yeraltı dünyasının sakinlerinin yaşadığı yıpranmış bir köye rastladıktan sonra, kendi kimliği ve bir zamanlar tanıdığı kadın hakkında daha fazla şey öğrenmek için bu garip evrenin farklı gezegenlerinde macerasına başlar. Kaiba, kendini keşfetme ve kabullenme yolculuğuyla ruhların ve ruhların hikayelerini bir araya getiriyor ve anıların önemini araştırıyor.